Vergi Hukuku, Devletin gelir elde etme yöntemlerinden biri olan vergilerin niteliklerini, tahsilini, vergiye tabi bireylerin maliyeyle olan ilişkileri ile hak ve görevlerini, ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların nasıl giderileceğini konu alan kamu hukuku dalıdır. Devletler “amme hizmeti” adı verilen birçok sorumluluğu üstlenmektedir ve bu hizmetleri yerine getirebilmek için de mali kaynaklara gereksinim duyar. Anayasa’da belirtildiği üzere, tüm vatandaşlar kamu giderlerine kaynak oluşturmak üzere mali gücü oranında vergi ödemekle yükümlüdür.
Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Yargılama ve Takip Hukuku ile yakın ilişki içerisinde olan Vergi Hukukunun uygulanması aşamalarında ise Ceza Hukukuyla bağlantılı bir seyir oluşmaktadır. Yapılan tebliğlere rağmen borcunu ödemeyen vergi mükellefinin, ceza hukuku kapsamında yargılanması söz konusudur.
Devletin mükellefi vergilendirme süreci, herhangi bir ekonomik faaliyet sırasında vergiyi doğuran olayın meydana gelmesiyle başlar. Vergilendirme işlemleri; vergi alacağının hesaplanması (Tarh), işlemin ilgili mükellefe bildirilmesi (Tebliğ), tarh ve tebliğ edilen verginin ödeme aşamasına gelmesi (Tahakkuk) ve verginin uygun surette ödenmesi (Tahsil) olarak 4 aşamadan oluşmaktadır.
Devletin ülkesi üzerindeki egemenliğine dayanan vergilendirme yetkisi; hukuk devleti ilkesi (hukuki güvenlik ilkesi, yasal idare ilkesi, geriye yürümezlik ilkesi, eşitlik ilkesi, belirlilik ilkesi vs) ile temel hak ve özgürlükler yönünden sınırlandırılmıştır. Vergilendirme işlemleri, hukuki sorunun niteliğine bağlı olarak görevli mahkemeler olan Vergi Mahkemeleri veya Danıştay nezdinde yargısal denetime tabi tutulabilmektedir.