İşe iade davası, davanın hukuki niteliği ve yasal şartları hakkındaki genel bilgilendirme yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
İş ve sosyal güvenlik hukuku; bireylerin iş yaşamlarını işçi, işveren ve devlet yönleriyle ele alan ve bireylerin sosyal refahını etkileyecek riskleri önleme ve sosyal güvenliği sağlama amacı taşıyan karma hukuk dalıdır. Devlet, bireysel anlamda güçsüz ve bağımlı durumda olan işçilerin haklarının korunabilmesi amacıyla, işçinin menfaatlerine uygun düzenlemeler yaparak bu alanın önemli bir unsuru haline gelmiştir.
İş hukuku; işçi ve işveren arasındaki iş akdine dayanan ilişkileri düzenlemekte ve işveren karşısında sosyo-ekonomik açıdan güçsüz durumda olan işçinin korunması amacını taşımaktadır. İşçi ve işverenin devletle ilişkilerini de konu edinmesi bakımından bir karma hukuk dalı olan iş hukuku, bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olarak iki bölümden oluşmaktadır. Bireysel iş hukukunun konusu, işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesi ve hukuki ilişkidir. Toplu iş hukukunun konusunu ise işçi ve işveren sendikaları ile toplu iş sözleşmeleri oluşturur.
Birleşik Krallıkta başlayarak önce Avrupa’ya ve daha sonra Amerika’ya sıçrayan sanayi devrimi, iş hukuku düzenlemelerini meydana getiren en önemli unsurdur. İnsan gücüne olan ihtiyacın artmasıyla birlikte oluşan işçi sınıfının, devletin sürece müdahil olmaması sebebiyle büyük güçlükler altında düşük ücretlerle çalıştırılması ve kötü çalışma şartları karşısında bir tepki olarak gelişen kamuoyu baskısı, devlet müdahalesini zorunlu kılmış ve böylece iş mevzuatı ile iş hukukunun temelleri atılmıştır.
Sosyal Güvenlik Hukuku; toplumdaki bireylerin sosyal refahını sağlama, oluşabilecek riskleri önleme ve toplumun gelirlerinin azalmasını, giderlerinin artmasını engelleme amacı taşıyan birtakım kurallardan oluşmaktadır. Sosyal güvenlik hukuku da, iş hukuku gibi sanayi devrimi sonrasında önem kazanmış ve toplumsal sorunların çözümünde ihtiyaç duyulması üzerine düzenlenmiştir.
Anayasamızın 60. maddesinde “sosyal güvenlik hakkı” düzenlenmiş olup; herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve buna ilişkin teşkilatı kuracağı belirtilmiştir. Ülkemizde sosyal güvenlik alanında yapılan reformlar ve iyileştirmelerle birlikte, 2006 yılında yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile, Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuş ve Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur’un tüzel kişiliğini sonlandırmıştır. 2006 yılında çıkarılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile de farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi olan tüm bireyler, tek bir kanun içerisinde düzenlenmiş ve Sosyal Güvenlik Kurumu adında tek bir çatı altında toplanmıştır.