Devlet, yargılama yetkisini adaleti sağlama amacı ve kamu yararı çerçevesinde mahkemeler aracılığıyla kullanır. Mahkemelerde görülen davalar sonucunda nihai hükme varılır. İşte bu nihai hükme varmak için yargılama aşamasına katılan hâkimlerin, savcıların, avukatların, davanın taraflarının veya katılma ihtimali bulunan bilirkişiler, tanıklar gibi tüm süjelerin uyması ve uygulaması gereken birtakım kurallara ihtiyaç duyulmaktadır. Yargılama Hukuku, mahkemelerin yargı görevini yerine getirirken uygulamaları gereken, genellikle şekli/usuli hukuk kurallarından oluşan karma hukuk dalıdır. Muhakeme Hukuku da denilen bu hukuk dalı, düzenleme alanlarına göre Medeni Yargılama Hukuku, Ceza Yargılaması Hukuku ve İdari Yargılama Hukuku olarak 3 alt dala ayrılmaktadır.
Adli yargı kolundaki özel hukuk uyuşmazlıklarına, hukuk mahkemelerinin yargılama aşamasında uyacağı kuralları düzenleyen hukuk dalıdır. Medeni Usul Hukuku olarak da adlandırılmaktadır. Bu hukuk dalının temel kaynağı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 12.01.2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’dur (HMK). Aile mahkemelerinde görülen boşanma davaları, sulh hukuk mahkemelerinde görülen ortaklığın giderilmesi davaları, asliye hukuk mahkemelerinde görülen tazminat davaları, iş mahkemelerinde görülen işe iade davaları gibi özel hukuk ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar geçen yargılama süresince uygulanacak olan usul kuralları bu alanın konusudur.
Adli yargı kolundaki ceza hukuku uyuşmazlıklarına, ceza mahkemelerinin yargılama aşamasında uyacağı kuralları düzenleyen hukuk dalıdır. Ceza Usul Hukuku veya Ceza Muhakemesi Hukuku olarak da adlandırılmaktadır. Suç işleyen veya suç işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunan kişilerin soruşturmasının, kovuşturmasının ve kısmen de olsa infazının ne suretle gerçekleştirileceğine ilişkin hukuk kurallarını kapsamaktadır. Bu hukuk dalının en temel kaynağı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) olmakla birlikte, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına İlişkin Kanun ve Çocuk Koruma Kanunu da kaynakları arasındadır. Şüpheli hakkında savcılık tarafından yapılan soruşturma işlemleri, sanığın ceza mahkemesince yargılanması sırasında yapılan kovuşturma işlemleri, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında verilen tutuklama kararları, bu kararlara yapılan itirazlar ve itirazlar sonrasında yapılacak işlemlere ilişkin usuli kurallar bu alanın konusudur.
İdari yargı kolundaki, birey ile devlet idaresi veya iki ayrı devlet idaresi arasında idare hukukundan (idari işlem veya idari eylem) kaynaklı uyuşmazlıklarda açılacak iptal veya tam yargı davalarında uygulanması gereken yargılama kurallarını içeren hukuk dalıdır. Kaynağını İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) oluşturmaktadır. Danıştay’da görülen tüzüklerin veya Resmi Gazete’de yayımlanmış yönetmeliğin iptal davaları, vergi mahkemelerinde görülen vergisel işlemlere ilişkin iptal davaları, idare mahkemelerinde (bazı hallerde Danıştay’da) görülen idari işlemden kaynaklanan tam yargı davaları gibi idare hukuku ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, yargılama süresince uygulanacak olan usul kuralları bu alanın konusudur.
CFK Hukuk olarak öncelikli amacımız, Müvekkil ve danışanlarımıza hukuki tavsiyelerde bulunmak, karşılaşılması muhtemel sorunları önlemek için pratik çözümler sunmaktır. Bu bağlamda, hukukun her alanındaki yargılamaların başarılı bir şekilde sonuçlandırılması bakımından büyük önem arz eden Yargılama Hukuku kurallarına ilişkin güncel değişikliklerin takibini titizlikle yürütmekteyiz. Herhangi bir uyuşmazlık halinde önceliğimiz alternatif çözüm yolları olmakla birlikte, dava açma zorunluluğu hasıl olduğunda da müvekkillerimizi davaların her aşamasında temsil etmekte ve mahkemeler tarafından verilen kararların icraya konu edilmesi hususunda gerekli her türlü işlemi gerçekleştirmekteyiz.