Memur Hukuku, devlet memurlarının personel yasaları bağlamında hukuki durumlarını temel başlıklar altında sınıflandırarak çeşitli boyutlarıyla ortaya koyan ve polis, asker, öğretmen, doktor, hemşire gibi memurların atama, nakil ve diğer tüm özlük işleriyle ilgili yasal düzenlemelerden oluşan kamu hukuku alt dalıdır. Anayasaya göre; memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, görev ve yetkileri, atanmaları, hak ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işleri Kanunla düzenlenir. Bu bağlamda memurluğun tanımı ile memurların hak ve yükümlülükleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ nda düzenlenmiştir. Kanunun 4-A maddesi uyarınca “Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.” Ayrıca maddenin ikinci fıkrasında “Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Memur Hukukunda en sık karşılaşılan davalar, disiplin cezalarından kaynaklanmaktadır. Memurlar tarafından hukuka aykırı olarak işlenen fiiller; bazı durumlarda cezai, bazı durumlarda idari, bazı durumlarda ise hem idari hem de cezai yaptırım gerektirmektedir. Memur disiplin hukukunun genel çerçevesi, yasal düzenleme ile belirlenmiştir. İlgili yönetmeliklerle de memur disiplin hukukunun usul ve esasları düzenleme altına alınmıştır. İdari soruşturma sonucu verilen disiplin cezaları 657 sayılı Kanunda uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma cezası olarak sayılmıştır. Hangi fiiller için hangi suçların verileceği tek tek belirlenmiştir. Ayrıca soruşturma ve ceza zamanaşımı süreleri, verilecek cezalara karşı yapılacak itiraz yolları da hüküm altına alınmıştır. Bunların yanı sıra; devlet memurluğuna alım gibi memurluktan çıkarma, görevden uzaklaştırma işlemleri, istifa etmenin koşul ve türleri ile istifa ettikten sonra yeniden memuriyete dönmenin şartları, memurların yükselme ve özlük işlemleri, izin, emeklilik, sendika hakkı, mali ve diğer sosyal haklar bakımından da temel bazı düzenlemeler 657 sayılı Kanunda düzenlenmiştir.
İdare içindeki her bir kurumun, kendi özel kanunları bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse; askerlerin atama ve nakillerine ilişkin kanunlar ile polis teşkilatının atama ve yer değiştirmelerine ilişkin kanun veya yönetmelikler farklılıklar göstermektedir. Aynı şekilde öğretmenlerin tayini, yer değiştirmesi ve özlük haklarına ilişkin ayrı düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlar kendi içerisinde mevcut olan özel kanunlara uymak zorunda oldukları gibi, usuli işlemlere ilişkin olarak genel kanun niteliğinde olan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa da uymak zorundadırlar.
İdareler tarafından 657 sayılı Kanunda düzenlenen haklara uygun olarak işlem yapılmadığında, memurun hukuku ihlal edilebilmektedir. Bu tür durumlarda, bir vatandaş olarak memurun da hukuka aykırı idari işlem ve eylemlere karşı dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu davalar kural olarak idare mahkemelerinde görülmektedir. İstisnaen, SGK mevzuatından kaynaklanan sosyal haklar gibi haklar adli yargıda görülmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda, memurlar dışında “sözleşmeli personel” (halk arasında bilinen adıyla 4-B’liler) ve “işçi”lerin de tanımı yapılmıştır. Ancak 4-B’li personellere ya da işçilere bu kanundaki hükümlerin tamamı uygulanmaz; sadece kendilerine ilişkin olarak belirtilen özel hükümler uygulanır. 4-B’li personellere “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar” çerçevesinde atama, izin gibi belirli haklar düzenlenmiştir. İşçiler açısından ise hak ve görevler, “İş Kanunu” hükümleri çerçevesinde belirlenmektedir.