Ceza Hukuku

Ceza Hukuku Nedir?

Ceza yargılaması; maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla, yakalama-gözaltına alma-tutuklama, arama-el koyma, yurtdışı çıkış yasağı gibi birtakım koruma, güvenlik ve adli kontrol tedbirleri ile hakkında suç işlediği yönünde kuvvetli şüphe bulunan kişinin fiili ve manevi özgürlüğünü kısıtlayıcı hükümler barındırmaktadır. Esasen soruşturma ve kovuşturma olarak iki aşamadan oluşan ceza yargılaması neticesinde şüpheli/sanık hakkında ceza verilmesi durumunda, verilen cezanın yerine getirilmesi infaz hukukunun konusudur.

Ceza Muhakemesinin Evreleri

Suçun ihbar-şikâyet sonucu veya resen öğrenilmesi ile başlayan soruşturma aşaması, Cumhuriyet Savcılığı (iddia makamı) ve emrindeki kolluk kuvvetleri marifetiyle yürütülmekte olup, aleyhinde soruşturma yürütülen kişi “Şüpheli” sıfatı ile anılır. Bu aşama sonunda savcılık, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına (KYOK) karar verir. Bu karar, halk arasında ‘takipsizlik’ olarak da bilinir. Ancak savcılık, şüphelinin suç işlediğine kanaat getirirse, şüphelinin leh ve aleyhindeki tüm unsurların hukuken değerlendirildiği bir iddianame düzenleyerek ceza mahkemesine sunar. Ceza mahkemesince verilen iddianamenin kabulü kararı ile birlikte kovuşturma aşaması başlar ve bu aşamada şüpheli artık “Sanık” konumundadır. Ceza mahkemeleri, temelde suçun niteliği ve cezanın miktarına göre, görev bakımından asliye ceza mahkemeleri ve ağır ceza mahkemeleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Ceza mahkemesi; yargılamanın sonunda sanığın beraatine veya sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verebileceği gibi, sanığın mahkûmiyetine de karar verebilir. Mahkûmiyet hükümleri, genel olarak hapis cezası, adli para cezası veya güvenlik tedbiri olarak karşımıza çıkmaktadır. Şartları oluştuğu takdirde mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi hükümleri uygulanabileceği gibi, sanığa verilen hapis cezası adli para cezasına da çevrilebilmektedir.

Soruşturma aşamasında şüphelinin ve kovuşturma aşamasında sanığın; hakkında yapılan her türlü işleme ve verilen her karara bizzat veya avukat aracılığı ile itiraz etme hakkı vardır. Yine adil yargılanma hakkının bir gereği olarak şüphelinin/sanığın, yargılamanın her aşamasında kendisini avukatla temsil etme hakkı mevcuttur. Bu kapsamda, bazı suç tipleri bakımından zorunlu müdafilik kurumu geçerli olup, kendisinin talebi olmasa dahi şüpheliye/sanığa, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre savcılığın veya mahkemenin talebi üzerine baro tarafından bir avukat görevlendirilmektedir. Ceza yargılaması sonucunda verilen kararlar, istinaf ve şartları varsa temyiz aşamalarından geçtikten sonra kesinleşir ve infaz hukuku süreci başlar. Bu aşamada kişi artık “Hükümlü” sıfatını taşımaktadır. Kesinleşen hapis cezaları, koşullarına göre genel olarak açık veya kapalı cezaevinde infaz edilir. Hükümlü, işlediği suçun niteliğine göre değişen bazı şartları yerine getirdiği takdirde, cezanın infazı sırasında koşullu salıverilme (şartlı tahliye) ve/veya denetimli serbestlik tedbirlerinden yararlanarak cezaevinden tahliye edilebilir ve böylelikle cezasının kalan kısmında cezaevinde bulunması gerekmez.

CFK Hukuk olarak, adil yargılanma hakkının önemini ve savunma hakkının kutsallığını gözeterek, yargılama sürecinin başından sonuna kadar; gerek yargılanan şüpheli/sanığa ve gerekse yargılamada yer alan mağdur, müşteki (şikâyetçi) ve/veya katılan (müdahil) taraflara her türlü hukuki yardımı sunmaktayız.

Ceza Hukuku Hakkında Sık Sorulan Sorular

  • Cezayı ağırlaştırıcı ve hafifletici sebepler nelerdir?

    Türk Ceza Kanununda suç tipleri düzenlenmekte ve bu suçlara ilişkin cezalar tayin edilmektedir. TCK’nın bazı hallerde failden veya fiilden kaynaklanan nedenler ile ceza sorumluluğunda azalma (azaltıcı nedenler) veya tam tersine bir ağırlaştırma düzeni öngörmektedir.

  • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarında suçun unsurları nelerdir?

    Göçmen kaçakçılığı, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan, bir yabancının ülkeye sokulması veya ülkede kalmasına olanak sağlanması ya da Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına olanak sağlanmasıdır. (TCK m.79/1)

    Göçmen kaçakçılığı suçunun faili herhangi bir kimse olabilirken suçun mağduru ise, yasal olmayan yollarda ülkeye sokulan veya kalmasına ya da yurt dışına çıkmasına olanak sağlanan yabancı ile yasal olmayan yollardan ülkeden çıkmasına olanak sağlanan Türk vatandaşıdır.

  • Göçmen kaçakçılığı suçu nasıl oluşur?

    • Yasal olmayan yollarla bir yabancının ülkeye sokulması
    • Yasal olmayan yollarla ülkede kalmasına olanak sağlanması
    • Yasal olmayan yollarla Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına olanak sağlanması
  • Göçmen kaçakçılığı suçunda cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli unsurlar nelerdir?

    • Suçun mağdurların yaşamı bakımından bir tehlike oluşturması
    • Suçun, mağdurların onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi

Ceza Hukuku İle İlgili Haberler

Share